İlçe Müftüsü Muhammed DEĞİRMENCİ'nin Camiler ve Din Görevlileri Haftası Mesajı

 CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ

İnsanoğlu var olduğu günden beri sosyal bir varlık ve bir birey olarak dine ihtiyaç duymakta kendisinin gücünün üstünde gücün olduğuna inanmaktadır. İslam dininde bu mutlak güç hiç şüphesiz mebde-i ve sonu olmayan, hayat sahibi, her şeyi yaratan ve gözeten, ilim ve kudret sahibi hiçbir yaratılmışa benzemeyen[1] cenabı Allah’tır. Bu sonsuz güce imanın gereği ona ibadet etmektir. Bu görevi ifa etmek için peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)’in hadisindeki ifadesiyle cenabı Allah ona bütün yeryüzünü mescit ve temizleme aracı kılmıştır.[2] Fakat dinin direği olan namaz gibi bir ibadetin Müslümanlar tarafından toplu olarak ifa edilmesi ihtiyacı, dünya ve ahiretle alakalı dini düsturların tebliği için kaçınılmaz bir mekândır.

Yeryüzünde inşa edilen ilk mescid kuşkusuz Mekke şehrinde bulunan Mescid-i Haramdır. Allah (c.c) Kerim kitabı Kur’an-ı Kerimde bu mescid hakkında şöyle buyurmaktadır: ‘‘Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâbe’dir’’[3]. Bu mübarek ev bazı kaynaklara göre ilk olarak Hz. Âdem (a.s) yahut oğlu Hz. Şit (a.s) döneminde inşa edilmiş[4] daha sonra Hz. İbrahim (a.s) ve oğlu Hz. İsmail (a.s) tarafından Kur’an-ı Kerimin anlattığına göre Kâbe’nin inşası tekrarlanmıştır. Yüce kitabımız bu inşayı şu şekilde dile getirmektedir: ‘‘Hani İbrahim, İsmail ile birlikte temellerini yükseltiyor şöyle dua ediyorlardı, Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin diyorlardı’’.[5] Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)’ın döneminde ise, Medine’ye hicreti sırasında Medine’ye yetişmeden konakladığı Kubâ’da ilk mescid olarak Amr b. Avf oğullarına ait bir hurma kurutma yerinde bina edilen Takva mescididir.[6]

Bu mescidler Allah’ın ibadet edildiği, insanların bir araya gelip kaynaştığı, Dünya ve Ahiret saadetlerini temin etmek için insanların ve özellikle inananların dinlerini öğrendikleri kutsal mekânlardır. Bu mekânlar bir yönüyle ibadethane, bir yönüyle ilim merkezleri diğer yönüyle Dünya ve Ahiret hayatını inşa etmek için Kur’an medeniyetinin gönüllere yazıldığı yerlerdir. Nitekim tarihte dünyaya ilim, adalet, irfan ve rahmet dağıtan Hz. Ebu Bekirler, Hz. Ömerler, Hz. Aliler (r.anhum) ve diğer ilim ehli önder şahsiyetlerin yetişmesinde bu mübarek yerler büyük rol oynamıştır.

Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hz. Muhammed (a.s)’in inşa ettiği bu mescidler iman eden insanlara örnek olmuş, yaşadıkları yerlerde bu sünneti uygulayarak Allah’ın evlerini mamur etmiş, mescidi sosyal hayatlarının ana mihveri haline getirmişlerdir. Ayrıca bu mübarek mekânlarda İslam’ı insanlara anlatmak için büyük âlimler yetişmiş insanlara önderlik yapmışlardır. Allah’ın inayetiyle İslam dini ve kurumları mescid ve camiler, günümüze kadar gelmiş onlara hizmet eden ve insanlara dini Mübin-i İslam’ı anlatan insanlar var olmuş ve var olmaya devam edecektir. Çünkü cenabı Allah insanları ve cin âlemini ona kul olmaları için yaratmıştır.[7]

Camilerimize hizmet eden insanlara önderlik yapan imamlarımızda bu kutsal dinin kutsal yolcularıdır. Çünkü onlar peygamberin hadisinde dile getirildiği üzere peygamberlerin varisleridir.[8]

1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan camiler ve din görevlileri haftası nedeniyle camileri ihya etmek, imamlarımızı onura edip varlıklarının anlamını hissettirmek biz Müslümanlar olarak sene boyunca yapmamız gereken görevimizin bir bölümünü ifa etmek demektir. Bu münasebetle dinimize hizmet eden ve hayatını bu yola adayan bütün din gönüllüsü kardeşlerime iman, sebat ve mutlu bir hayat, başta memleketimiz ve İslam âlemine cenabı Mevla’dan barış ve huzur diliyorum.

                                        Muhammed DEĞİRMENCİ

                                         Şemdinli İlçe Müftüsü